20 Haziran 2017 Salı
Yüreğime her gece misafir bin bir hüzün
Issız yüreğimin mihmandârı sen olsaydın
Ne fermanlar verdirirdi bana güzel yüzün
Evrâk-ı aşkın mühürdârı sen olsaydın
Çevirmezdim bir an bile senden yüzümü
Yutmazdım ezelde verdiğim ham sözümü
Ardında şehit olurdum kırpmadan gözümü
Bu kutlu seferin hükümdârı sen olsaydın
Zor mu geldi sevda bilmem tatlı cânına
Yoksa adı mı yabancıydı gönül lisânına
Bin can verilirdi işte o zaman bir ânına
Üç günlük ömrümün hissedârı sen olsaydın
Böyledir, aşık maşuğuna yaranmaz amma
O zülüfler çürür toprakta, taranmaz amma
Kara toprak altında cennet aranmaz amma
Bulurdum, kabrimin türbedârı sen olsaydın
13 Haziran 2017 Salı
Rüyâ
Aldanıverdim senin yalancı baharına
Belki de gönlümün aşka meyyâli vardı
Kırdığı o hasat gitmeyecekti de zoruna
Kalbimin, toprağına büyük infiâli vardı
Aylarca uykularımdan adınla uyandım
Zor zamanlar gördüm, seninle dayandım
Ne zaman daralsa ruhum, ben seni andım
Gözlerimde gamzelerinin hayali vardı
Eriştim derken onca sabredip vaslına
Karanlık ruhun o gece rücû etti aslına
Baharı döndürüverdin hazan faslına
Yüzündeki mevsimin başka bir hali vardı
Gözlerindeki ışığı nasıl da söndürdün?
O sahte acılarını ne kolay dindirdin
Benim dünyamı cehenneme döndürdün
Oysa gözlerinde cennetin cemâli vardı
Bu muydu vuslattan gönlümün payesi
Dilinden dökülenler mi aşkın sermayesi
Boştu sözünde mana aramak gayesi
Dilinde aptal yalanların işgâli vardı
,
Artık ruhumu aydınlatan nurun yoktu
İçime dolduran sonsuz huzurun yoktu
Belki de senin de bunda kusurun yoktu
Sana aldanan kalbimin ihmâli vardı
Baharın dalları tekrar açsa da şimdi
Kanmam güneşe ziyasını saçsa da şimdi
Pişman değilim uykularım kaçsa da şimdi
Ne olsa bir rüyayı yaşamak ihtimali vardı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)