28 Temmuz 2016 Perşembe

Akif'e Arz-ı Hâl

Kalkıp da kabrinden şimdi görsen vatanı
Fakr ü zarûret içinde Asım'ın nesli.
İnadına mebus seçtik devleti satanı
Başımıza sultan oldu hasmının nesli
Dünün cühelâsı çıktı bugün âlim oldu
Şefkat makamındakiler bile zalim oldu
Kalemini satanlar halka muallim oldu
İki satır okumuyor Ahmet Rasim'in nesli
Ben dindar sen dinsiz diye bölmekteler ulusu
O mübarek mevki olur mu siyaset konusu
Okumazlar Rûmî'yi, anlamazlar Yunus'u
İslam'a da zulmediyor Molla Kasım'ın nesli

Hak paylarken her kulun bahtını,
Bize bu bozuk yazı mı düştü?
Derdin elemin fazlası var da
Saadetin neş'enin azı mı düştü?

Eller gülmede ağızlar dolusu.
Kiminin yatı var kiminin yalısı.
Herkesin koynunda uyur balası,
Bize şu kırık aşık sazı mı düştü?

Kimi dünyadan büyük paye aldı.
Kimine atadan han hamam kaldı.
Kimi şen oynadı kimi şen çaldı.
Bize Garîb'in hicazı mı düştü?

Değirmen kursak kesiliverir suyu.
Ekin eksek kurur nice dipsiz kuyu.
Talih yosmasının binbir türlü huyu;
Ellere vuslatı nasip, bize nazı mı düştü?

Be gâfil, var hele şu gözlere bakmaya!
Nice gözyaşı var, mecal yok akmaya.
Sen layık değilken verdiği bir lokmaya,
Ettiğin bu lakırdıya Hâk razı mı düştü?

Neşem, sevincim, cümle ümitlerim
Hepsi bir bir sırra kadem bastılar
Bir acı hüküm verdi bu şehir tek celsede
Gençliğimi buzdan bir darağacına astılar



Ötme penceremdeki şaşkın kuş
Bahar mı geldi sanki, seher mi?
Uyandırma uyku ehini, sus!
Bu şehir hiç uyanmaya değer mi!

Sen ne durursun ki bu viranede?
Yapraksız çiçeksiz dallar, hala kış...
Senin kanatların var hem de,
Uçsana buralardan şaşkın kuş!


Karıştı yağmurun sesine bir içli sâbâ
Tûluğ kara bulutların ardına saklandı
Gecenin ehli yattı bir kör uykuya
Gündüz ehli ufak ufak ayaklandı

Seher vakti bir şuh, bir kutlu zaman
Yıldızlara örtüdür, kandillere imtihan
Fikrim bedenime nasıl zorba bir sultan
Fersiz gözlerime uyku ezelden yasaklandı.

Var eden ki zâr ettirir
Bil ki zârdan kâr ettirir
Gam verip sevdiği kula
Çekeni âna yar ettirir


İsyan ile kaybolsam da ummanlar içinde
Yok senden gayrı sığınacak bir limanım
Birkaç sevenim var ağlayanlar içinde
Bu yüzden Ebu Cehil'den hallice imanım

Kıyametten korkuyorum, kıyamda değilim
Ölümden korkuyorum öldüremedim nefsimi
Zaman aslında tam da tövbelerin mevsimi
Lakin yazık ki ben hala o gamda değilim.

Can böyle yanarken şükretmek..
Belki ehline yakışır amma
Bizdeki düpedüz riyakarlık
Gök kubbe bir koca demir parmaklık
Volta niyetine tüm seferlerimiz
Tüm eş dost gardiyan, haneler koğuş
Ömür dediğin şey bir uzun mahkumiyet
Bir çocuklar özgür, bir onlar için var hürriyet.